Cuma, Mayıs 25, 2007

miyavlayan tavuslar

sanırım 4 ya da 5 yaşındaydım...
ailecek hayvanatbahçesine gitmiştik. ben şaşkınlık içinde gezerken bi ara kedi sesi duyduk...

kediler de mi varmış falan derken ortalıkta kedi olmadığını farkettik...

sonra tavuskuşları...

miyavlayan tavuskuşları...

bu kadar şaşırıp sevindim mi bi daha bi kuş için, hatırlamıyorum...


çok güzeldi...

4 yorum:

torkunc dedi ki...

ben hiç tavuskuşu görmedim, istanbul'da görebileceğim bir yer var mı açıkçası onu da bilemiyorum.

bunların hem dişisi hem erkeği mi böyle şatafatlı oluyor?

sherlotte holmes dedi ki...

sanırım asıl şatafatlı olan erkek tavuskuşları... hayvanlar alemi dedikleri o şeyde, hep erkekler gösterişli... enteresan tabii...

istanbul'da da bi yerlerde vardır muhakkak... ankara'a vardı ama hala var mı? nerde var ben de ondan emin değilim işte...

yine de görmek lazım. tablo gibi...

Adsız dedi ki...

tavus kuşu görmedim ama hindi gördüm. hatta çocukluğumun bir deneminde oyunlarımın arasında öenmli bir rolleri vardır.

hindiler huysuz ihtiyarlar gibidirler. sürekli - gurul gurul - ortalıkta gezinirler. hep bir şeyden şikayet ediyor gibi bir halleri var. onu ortamıza alıp kolarımızı da açarak çemberin içinde tutmaya çalışırdık. hayvan bir yerde patlıyor ve bizi korkutmak için tıslayarak bize doğru yürürdü. bir yandan da omuzlarındaki tüylerinden başlyarak kabarırdı. ve biz hep bir ağızdan başlardık:

"kabaramazsın kabaramazsın kel fatma / annen güzel sen çirkin"

zannederdik ki hayvan bu gerçeği yüzüne vurduğumuz için iyice kızar ve kabarırdı. o kabardıkça biz mutlu olurduk, onu kabarttık diye...

doğuda bir çok şeyden yoksun çocukların oynayacak o kadar çok şeyi var ki..

çocukluk işte..

sherlotte holmes dedi ki...

hindileri bilmiyorum ama kazlar korkutucu hayvanlar...
sürü ya da hatta çete halinde gezip kovaladıklarını bilirim...
üstelik canını yakmadan da bırakmazlar...

.........

eskiden çocukların oynayabileceği daha çok çey vardı. ağaç dalları mesela, gazoz kapakları, çikolata kağıtları, mandallar...
şimdi de hepsi var ama çocukların yaratıcılıklarını kullanmalarına gerek yok...
her şey hazır olarak seriliyor önlerine, başkaları onların yerine hayal ediyor...
hayvanlar ise iki gün sevilipüçüncü gün anneye devredilmek üzere alınmış devrin moda köpek "markaları"...