Cuma, Nisan 27, 2007

uğurböceği

her taraf çam ağaçlarıyla ve beyaz mermerlerle dolu. çam ağaçlarının üzerinde onlarca uğurböceği. öyle güzeller ki terli avuçlarıma doldurup sevmek istiyorum hepsini. ya ezilip kalıyorlar parmak aralarımda ya da uçup gidiyorlar.

ben onların telaşına dalmışken abim geliyor, omuzlarımdan tutup sallıyor beni, gözleri şiş yanakları kıpkırmızı, "biz bu kadar üzgünken sen nasıl? nasıl?" diyor...
gidiyor... ağlamaya başlıyorum... "sadece oynuyorum"...

biraz sonra annem, babamı son kez görmemi söylemek için yanıma geliyor... "git bak" diyor, ne dediğini bilemeden... annemin kucağına oturuyorum. uğurböcekleri uçuşuyor... babam toprağın altına indikçe uğurböcekleri çoğalıyor mu ne? her yer kırmızı siyah...


o gün beni uğurböcekleri kurtarıyor. o gün için en çok onların güzelliğini hatırlıyorum. zaman onlarca uğurböceğiyle benim aramdan akıp geçiyor...

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Güzel bir mazi yolculuğu yapmıssın arkadaşım.Birde cumartesiden cumartesiye vardı trt1 de dört gözle beklediğimiz.güzeldi o yıllar

sherlotte holmes dedi ki...

teşekkür ederim...
küçükken güzeldi hakikaten her şey...

Adsız dedi ki...

uğurböceğinin tek bacağını kırdım diye ağladığımı bilirim. ne sulugözmüşüm yaa.. ama senin anlattıkların bana "grave of the fireflies" teki setsukonun ateşböceklerini gömmesine benziyor :/

sherlotte holmes dedi ki...

izlemedim... ama baktım, gördüm ve izlemeye karar verdim... setsuko'ya benziyor muyum, aslında bunu merak ettim...

hoşgeldin sertan, yine beklerim...